NOT: Bu yazıyı Final Fantasy' nin daha yeni windows'a uyarlandığı zamanlar bir e-dergi için yazmıştım. üzerinde değişiklik yapmadan direk arşiv olarak bu yazım da blogum da kalsın diye paylaşıyorum. o yüzden üzerinden üzeriden uzun zaman geçen bir olayı yeni gibi anlatıyorum.
Oyuncu arkadaşlar için veya oyun oynamasa da çizimlerine aşık olup final fantasy serisini merak edenler için final fantasy’nin hikayesi;
Oyuncu arkadaşlar için veya oyun oynamasa da çizimlerine aşık olup final fantasy serisini merak edenler için final fantasy’nin hikayesi;
Tamamlanması 10 yıl süren Final Fantasy XV, geliştirilme
süreci boyunca çok farklı aşamalardan geçti. Konsept, karakterler, evren
defalarca yazılıp, silinip, baştan yaratıldı. Hatta oyunun ismi bile değişti.
Aslında “Versus XIII” isimli olan bu oyun 2013’de yenilenerek tekrar duyuruldu.
İlk olarak sadece Playstation uyumlu çıkarılsa da artık 2018
itibari ile Windows uyumlu olarak Steam’de biraz yüksek bir meblağ ile satışa
sunuldu. Sonunda benim gibi sadece PC oyunları sevenler veya Playstation’ını
olamayanlar için büyük mutluluk oldu. Steam’de sunulması ile oynu satın alıp
oynamak isteyen arkadaşlara kısa bir hikaye geçmişi ve Final Fantasy’nin hikaye
sırasını anlatmalıyım dedim. İşte başlıyoruz..
En başta da söylediğim gibi sürekli silinip baştan yaratılan
bir hikayesi olduğu için hayranlarının kafasında yıllarca karmaşalara yol açmış
bir hikaye. Bu neden ile kafalarımız da oluşan karmaşayı yok etmek adına 5
bölümlük bir anime serisi ve filmleri yayınlanmış, bu çaplı geniş geçmişe sahip
bir oyundan bahsediyoruz.
Hikayemizin geçtiği yer Lucis Krallığı, bu krallık kutsal
kristal sayesinde korunan ve nesilden nesile aktarılan bir güce sahiptir. Lucis
yüzünü takan kişi gücünü kontrol edebilir. Yüzüğün şuan ki sahibi Kral
Regis’dir.
Kutsal kristal krallığı korumaktadır fakat bu gücü elde
etmek isteyenler için de bir savaş nedenidir. Gelişmiş teknolojileri ile
çevrelerinde ki ülkeleri fethederek daha da güçlenmiş olan Niflheim Krallığı da
kristalin peşindedir. Bu nedenle Kral Regis, kristali kullanarak şehrin
etrafına korucu bir bir bariyer oluşturur. Bu kadar büyük bir enerji kullandığı
için kristal Kral Regis’i yıpratmış ve erken yaşlandırmış hatta koltuk değneği
olmadan yürüyemez hale getirmiştir.
Buraya kadar olan hikayeyi ve savaş örgüsünü ilk olarak Kingsglaive:
Final Fantasy XV filmini izleyererek gelişmeleri görebilirsiniz.
Final Fantasy, zaten inanılmaz gelişmiş grafik,çizimlerine
sahip bir oyunken filmi içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Yine muhteşem grafik
ve efektler ile hazırlanmış bir film. Mutlaka izlemenizi öneriyorum.
Kral Regis’ın bir de Noctis Lucis Caelum adın da oğlu
vardır. Noctis, küçük yaşta annesini kaybetmiş olması ve babasının
sorumlulukları nedeni ile yalnız büyüyen bir çocuk olmuştur.
Tenebrae, Lucis’in komşu krallığıdır. Kraliçe Sofia
tarafından yönetilmekte ve Lunafreya adında bir kızı vardır. Tenebrae,
kahinlerin bulunduğu bir nokta olmasıyla ünlü olmuştur ve en küçük kahin
Lunafreya’dır.
Bir gün Noctis bakıcısı ve korumaları ile saraya dönerken
Niflheim tarafından gönderilmiş dev bir yarı yılan yarı kadın bir yaratık
tarafından saldırıya uğrarlar. Tüm herkes ölürken Noctis’de ağır yaralanır ve
travma geçirmesine neden olur. Kral Regis oğlu Noctis’in daha hızlı iyileşmesi
için onunla daha güvenli olan Tenebrae’ya gider. Ve böylece Noctis ile
Lunafreya tanışmış olurlar.
Noctis’in şehirin dışında yani bariyerden çıktığını öğrenen
Niflheim, Tenebrae’ya saldırır.
Saldırı sırasında ölen Kraliçe Sofia ile Tenebrae,
Niflheim’ın egemenliğine geçer.
Kral Regis, Noctis ve Lunafreya’yı alarak kaçmak ister ama
arkalarında kalan Lunafreya’nın kardeşi için Lunafreya yolda Kral Regis’den
ayrılarak Tenebrae’da kalır. Niflheim, Lunafreya’nın kahin olması nedeni ile
ona kötü davranmasa da yine de hayatlarını tutsak şekilde yaşamaya devam
etmelerini sağlarlar.
Aradan geçen 12 yıl sonra bile Niflheim,Lucis’e saldırmaya
devam eder.(Bu süreç yukarı da bahsettiğim filmde geçiyor.) Bu sırada
Kingsglaive(Kralın Kılıcı) takımı kurulur ve Kral Regis tarafından bu özel
takıma güç verilir. Fakat yine de artık Kingsglaive’in güçleri de Niflheim
ordusuna karşı yetersiz kalmaya başlar. Niflheim’ın barış yapmak istiyoruz diye
Lucis’e yaklaşıp kurduğu tuzaklarla işler daha da birbirine girer ve Niflheim
generali, Kral Regis’ı öldürür. Kral Regis, son anda parmağında ki yüzüğü
çıkararak Lunafreya’ya vererek yüzüğü oğlu Noctis’e ulaştırmasını ister.
Kral Regis’ın ölümü ile Lucis’de niflheim’ın eline geçmiş
olur. Bu sırada Noctis, başkentte olanlardan habersiz yolculuk yapmaktadır.
Hikayenin başlangıcı ve genel olaylar burada bitmektedir.
Bundan sonra bir de 5 bölümden oluşan animesi vardır. Bu anime de Noctis’in
yaşadıkları anlatılmıştır.
Babası ile arası iyi olmayan Noctis, sıradan bir liseye
gitmiş. Hatta saraydan ayrılarak küçük bir dairede yaşamaya başlamıştır.
Gladiolus Amicitia, babası kralın muhafızı olması nedeni ile
kendisi de babası gibi kral muhafızlığı yapmak istemektedir. Noctis’i
küçüklüğünden beri tanıması ve küçük yaşta gösterdiği şımarık hareketlerinden
dolayı Gladiolus zamanla Noctis’e karşı öfkeli duygular beslemiş ve her
fırsatta bir gün kral olduğunda ona saygı duymayacağını dile getirmiştir fakat
daha sonra noctis’in aslında farklı bir kişiliği olduğunu fark edince ona
zamanla ısınmaya ve sevgi beslemeye başlamaktadır. Bu yüzden koruması ve kılıç
hocasıdır.
Ignis Scientia, Noctis’in annesini kaybettiğinden beri Noctis’in
bakımını üslenmiş biri. Noctis’e yemek yapan, dairesini temizleyen ve tabii ki
korumalığını da üstlenen biridir.
Prompto Argentum, Küçüklüğün de şişman ve asosyal olan,
kimseyle arkadaş olmak istemeyen biriyken Noctis’e karşı meraklanıp arkadaş
olmak isteyen biri. Fakat fazla kilolarından dolayı Noctis için yeterince iyi
olmadığını düşünerek sıkı bir diyete girerek liseye kadar fazla kilolarından
kurtulmuş ve bu süreçte asosyalliğini yenerek konuşkan hatta çapkın biri haline
gelmiştir. Lisede Noctis ile yakın arkadaş olmuş ve yanından ayrılmayıp Noctis
ile seyahat edip bir gün Prenses Lunafreya ile tanıma hayalleri kurup,
savaşmayı öğrenmeye çalışan biri olarak devam etmiştir hayatına.
Bu 4 arkadaşın Araba ile çıktıkları yolculukta animemiz
biter ve oyunu açtığınızda karşınıza bu 4 arkadaşın yolda arabaları bozulmuş
halde karşımıza çıkar. İşte oyun burada başlıyor.
Noctis, Lunafreya ile bir araya gelebilip yüzüğü alabilecek
midir? Lucis’i Niflmheim’dan geri almayı başarabilecek midir? İşte bu soruların
cevaplarını daha sonra öğreniceğiz…
Siz söylemeden biz
söyleyeli Noctis, Naruto’dan Sasuke’ye benziyor. Saçları,bakışları,konuşma
tarzı, sesi vs.. o kısmı da ayrı bir çekici yanı..
Oyunda Bol Eğlenceler
(>^_^<)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder