Blogumun konsepti ile alakası olmayan bir konu olucak fakat yazmak istediğim.
Blogumdan yada beni tanıyanlar ne kadar Kore manyağı biri olduğumu bilirler ama sadece Kore değil aynı zamanda Japonya ile de kafayı bozmuş biriyim.
Özellikle 2 yıl önce bana japonya'yı iyice öğrenmemi sağlayan ve manyaklaşmaya yönelten Büşra oldu..
O zamanlar bir şeyleri merak edip sürekli Büşra'ya mesaj atıp Facebook üzerinden saatlerce konuşmamızla başladı arkadaşlığımız. Biz arkadaş olduktan çok uzun bir süre sonra wattpad ünlenmeye ve ismi yeni duyulmaya başlamıştı. Tabii ben nerden biliyim Büşra'nın böyle bir yeteneğinin, zekasının olduğunu canım hiç aklıma gelmezdi orda hikaye yazcağı.
Kiii Büşra hikayesini yazmaya başladığı zamanlarda benim wattpad üyeliğim bile yoktu.
Çünkü ben ne kadar çok kitap okuyan biri olsamda e-kitap falan okumasını seven yada kindle severlerin artması yönünde değilim.
O kitap illa elimde olup, uyuklaya uyuklaya okumam lazım.
Bu yüzden ne Büşra'nın hikayesini ne de başka kişilerin hikayelerini okumaya tenezzül etmedim.
Ben bunlardan bir haberken bir an da ortalığı wattpad çılgınlığı sarıp herkesin ordan okumaya başlaması bir sürü yeni yazarların çıkmasını sağlamasıyla " n'oluyo lan " diye merak ettim.
Ne okucağımı bilmediğim için bir an da Büşra'nın facebook'da hikayelerinin linklerini paylaştığını gördüm ve 4N1K ilk ilgimi çekmediği için daha doğrusu ÖFA 'yı daha merak ettiğim için Ölüme Fısıldayan Adam'ı okumaya başladım...
Okumaya başladığım an " amaan yarrabbiii" çığlığını ihmal etmedim içimden.
Tamam beğenmesine beğendim ama o kadar meşgul zamanıma denk geldi ki çalışmak için yurtdışına gittiğim zaman mecburen uzun bir süre ara vermek zorunda kaldım. Uzun bir süreden sonra döndüğümde bakınca hem 4N1K'nın hemde ÖFA'nın milyonlarca okunması olduğunu ve hatta 4N1K'nın kitap olcağını öğrendim. Ben Şok. Ben İptal.
İtiraf etmeliyim ki 4N1K'yı o zamanlar okumadığım için neden biran da bu kadar ünlü olduğuna bir anlam verememiştim. ama anneme bak bu benim arkadaşımın kitabı havalarınıda atmayıda unutmadım (*_*) annemin Büşra'yı televizyonda bir kaç kez görmesiyle " koşş senin arkadaşın çıktı" demesiyle gururlandım. Bana ne oluyorsa kkk . Bunların olduğu sıra 4N1K yeni çıkmıştı.
23.04.2016 tarihinde Büşra'nın İzmir'de imza günü olcağını öğrenince gitmek için can atmak bir yana verdiğim sözü tutmak istedim. ÖFA'yı ilk okumaya başladığım hafta Büşra'ya mesaj atıp
" Hangisi olduğunun bir önemi yok. bir gün yazar olur ve İzmir'e gelirsen söz fanın gibi gelip senden imza alıcam. " diye söz vermiştim.
Ve sözümü de tuttum.
Aslında benim için biraz sıkıntılı bir gündü çünkü denizci olduğum için sabah erkenden geçiş töreni yürüyüşüm vardı ve ordan imza gününe gitmek için acele ettim. Erkenden de gittim fakat beklediğimden de çok kalabalıkdı hatta kalabalık ne kelime izdiham vardı. bende o izdihama katılıp beklemeye başladım. zaten üzerimde üniforma var kalabalık arasında ölüyodum kravatım mı sıkıyodu yoksa insanlar mı bak bilemedim şimdi...
ahh salak aklım neden Büşra'yı telefonla arayıp arka kapıdan girmezsin ki.. aslında aklıma gelmedi değil ama hem o meşguldür diye hemde "büşü" diye kulağımın dibinde bağıran kalabalıkda nasıl konuşabilirdim ki elimi bile cebime götüremezken.
bir şekilde 1 buçuk , 2 saat böyle kapıların açılmasını bekledim ve sonunda fuar kapıları açıldı.
açıldı açılmasına da bir an da hücum eden kalabalık (!)
içeriye girmeye çalışanlar mı, içeri girip içeride koşuşturarak imza yerini arıyanlar mı, imza yerini bulmaya çalışırken boş salonda "büşü" diye çığlık atan fanların seslerinin yankılanmasını mı ... ne ararsan var :D
Düşündüm de eğlenceliydi aslında. yorgunluğumu ve baş ağrımı saymazsak....
İçeri girince herşeyin bittiğini düşünüp bir "ohh" çektim ama çekmeseymişim. imza kuyruğunu unuttum.
hayydeee hadi herşeyi sar en baştan bir daha sıra bekliyoruz.
Fuar kapısında beklerken yada içeride dolaşırken, imza yerini ararken üniformamdan dolayı herkesin dikkatini çekiyodum ama imza sırası biraz daha farklı oldu.
"oha kıza bak o da büşünün hayranı, şu kız asker mi o bile büşünün hayranı" diye arkamda konuşan fanlar mı ararsın yoksa fanların annelerinin gelip
" maşallah kızım ne yakışmış sende mi bu kızı seviyosun? , sizde mi seviyosunuz ayy bizim kızda çok seviyo büşra'yı bi çıksada artık görsek "
veya yanıma gelip " şeyyy pardon acaba sizde mi büşra'nın hayranısınız acaba? " diye onlarca kişiye " hayır ben fanı değil arkadaşıyım" diyemedim tabii " arkadaşıysan sırada ne işin" var yanıtını almakdan korktuğum için.
sadece aralarından bi anne-kız vardı çok samimi geldiği için muhabbetleri sadece onlara arkadaşım olduğunu söyledim.
Neyse sonunda Büşra'yı gördüm imzamı aldım ve eve döndüm. Akşama whatsapp'dan " yarında izmir'deyim " mesajını alır almaz hemen buluşma planları kurmaya başladık.
Ertesi gün buluştuk gezdik muhabbet ettik falan o günü çok detaya inmicem fakat o gün çekildiğimiz fotoğrafları benim İnstagram'da paylaşmam üzerine Büşra'nın Fanlarından ve Fan sayfalarından gelen mesajlar yetmezmiş gibi Fan sayfaları bizim fotoğraflarımızı paylaşmaya başlamış.
Aslında bu yazıyı yazmaya beni sevk eden de bu çünkü çok fazla soru geliyor " gerçekten arkadaş mısınız? ne zamandır büşra'yı tanıyorsun? nasıl tanıştınız? Büşra'nın numarasını verir misin? Büşraya '......' şunu söylediğimi söyler misin? " tarzında. Şuna bir netlik getiriyim ki ben hiç büşra ile kitap muhabbeti yapmıyorum bizim ortak noktamız j-fanlık olduğu için o tarz konuları ve bazı kişisel şeyleri konuşuyoruz o kadar. yani sürekli kitaplarla ilgili soruları bana sormak yerine Büşra'nın açıklama yapmasını beklemek daha iyi olur sizin için..kabul ediyorum bu söylediğim biraz sert olmuş olabilir ama gerçek bu.
Kendi arkadaşlarımdan soranlarda oldu "normalde de öyle içten biri mi?" diye.
Şunu hiç düşünmeden söyleyebilirim ki, evet Büşra gerçekten sosyal medya hesaplarında da olduğu gibi içten,sevecen,cana yakın biri. İzmir'de gezerken kafasını kaldırıp masum masum etrafa bakarak.. söylicek çok şey varken.. " İzmir'in ağaçları bile bi farklı be" diyen biri ne kötülük bekliyosunuz ki ?
Şunu söylemeliyim ki hala Büşra'nın şuan ki durumuna alışabilmiş değilim.
Şimdilerde "Büşü" diye seslenen bir çok fana sahip fakat ben hala alışamadım.
Başarısı ve kitaplarının mükemmelliği göz ardı edilemiyecek kadar güzel olsada..
Ne onun hala bu kadar ünlü olmasına ne fan sayfalarına ne de onun yazar oluşuna.
O hala benim gözümde Japonya manyağı, One Ok Rock takıntılı Taka aşığı, Kakashi hayranı, benim birlikte j-fanlık yapabildiğim arkadaşım.
Bu yüzden kitaplarındansa, ben onun kişiliğine hayran olan arkadaşıyım.
(Bu yazıyı yazmak için şahsen kendisi tarafından izin alınmıştır.)
İkimizi de o kadar çok seviyorum ki.. Gerek Büşü olsun, gerek sen..
YanıtlaSilİkimiz de Kore fanıyız ve bazı konularda bana yardımcı olmuştun. Aslı da konuyu özetlersek. En sevdiğim iki insan iyi ki arkadaşlar..